7 Ocak 2009 Çarşamba

Mutant Günlükleri: Eni Sonu Bir Kitap




Bilgisayar oyunlarının beyazperde uyarlamaları son hızıyla devam ediyor. Bu serinin son halkası, gotik ülkeden RPG oyunu “Mutant Günlükleri”. İskandinav pasaportlu oyunun filmi de doğduğu topraklara hayli uyumlu, bolca karanlık bir gelecekte geçiyor…

Yönetmen koltuğunda henüz ikinci filmini çekmiş Simon Hunter’ın oturduğu “Mutant Günlükleri”nin senaryosunda ise Paul W.S. Anderson’un bilimkurgusu “Ufuk Faciası”ndan sonra ortadan kaybolan Philip Eisner’ın imzası bulunuyor. 1997 tarihli 11 dakikalık kısa korku filmi “Wired” ile kariyerine başlayan Hunter, ilk uzun metrajını 2000 yılında senaryosunu da yazdığı “Lighthouse”a çekerken de korku türüne örnek vermiş ve korku severlerin ilgisi ve ödüllerle karşılanmıştı. Temelde beğenilen bir oyuna ek olarak bu iki isim ve iyi bir oyuncu kadrosuna sahip bir künyeyle ilk başta hayli ilgi çekici gözüküyor…

“Mutant Günlükleri” kısa bir özetle, her şeyi anlatarak başlıyor. Dış dünyadan uzaya gelen bir makine buz devrinin sonunda ortaya çıkmış, tek amacı da insanoğlunu mutanta çevirmekmiş. Neachdainn adındaki bir savaşçı insanları birlik olmaya çağırmış, bu sayede makine yeraltına mühürlenmiş. Doğu Avrupa’nın uzak dağlarında Neachdainn soyundan gelen Kardeşler birliği hala makinenin hayatta olduğundan bahsediyor. Bu konudaki kitaba yani günlüğe de bir koruyucusu eşliğinde gözleri gibi bakıyorlar…

Yıl 2707… Dünya 4 birlik tarafından yönetilmekte… Mishima doğuyu, Bauhaus ve Imperial Avrupa ve Afrika’yı, Capitol’de batıyı yönetiyor. Dünyada kalan son kaynaklar için savaşıyorlar. Avrupa’nın terkedilmiş diyarında Bauhaus Birliği, Capitol hatlarına yeni bir saldırı düzenlemek için hazırlık yapıyor… Tam da bu sırada sıkı bir savaş filmi gibi başlıyor “Mutant Günlükleri”…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
moda indirim